Sırt çantanızı hazırlayın. Ayağımın Tozuyla Akyaka ‘ya gidiyoruz. Sakartepe’nin eteklerinde yer alan eski adı İdyma olan Akyaka, ismini tarih boyunca en doğru biçimde korumuş, denize nazır kafa dinlemek isteyenlerin aheste keyif yeri.
Enfes rum mutfağı, harika sokakları, özerk hissiyatı, hoş insanlar, şarap eşliğinde yapılan muhabbetler, gün batımında rakı, roka, balık sofrası ile ince ve dingin yaşamayı sevenlerin adresi ve gezi yazımızın assolisti Akyaka.
Açık söyleyeyim Akyaka’nın, insanları eğlendirmek gibi bir gayesi yok. Beach club, bar, disko, parti bulamazsınız. Bu da Akyaka’nın ”Ben kimseyi eğlendirmem keyif almayı bilen gelsin.” diye ağırlığını koyma şekli. Aynı zamanda I. Dünya Savaşı’nda ilk kurşunu sıkanlardan.
Ayrıca buraya gelmişken Ayağımın Tozuyla Akyaka içinde birbirinden güzel koyların tadını çıkarmak için Gökova’ya da uğramadan gitmeyin.
Kısa mesafede Azmak Nehri’ne, uzun mesafede ise Sedir adası’na gidiş geliş yapılabilir ve Akyaka Gökova’da bulunan mavi bir çarşaf gibi Akyaka Halk Plajı, berraklığı ile keyifli vakitler geçirebileceğiniz noktalardan. Halk plajı olduğu için yeterince kalabalık olsa da her zaman şezlong bulabileceğinizi düşünüyorum.
Denizciler için doğal bir liman konumunda olan Ayağımın Tozuyla Akyaka koyları eşşiz manzaraları ile sizleri adeta büyüleyebilir. Belki sizde güneşin batışını Küfre Koyu’ndan izleyerek görsel şovlara tanık olabilirsiniz.
Güneş sanki denizin derinliklerine sızıyormuş gibi. Denize girebileceğiniz harika koylarda muhteşem vakitler geçirebilme şansınız var. Tatlı görüntüsü karşısında sizi fethedecek olan Küfre Koyu bakirliğini hala korumakta.
Unutmadan Ayağımın Tozuyla Akyaka içinde cumbalı evlerin taş döşeli sokaklarından tepeye doğru çıkarsanız seyir terasına ulaşmış olursunuz. Manzaranın keyfi yanınızda sevdikleriniz olunca ikiye katlanır. Bir de burası Muğla olunca.
Diğer yazılarımı da okumak için lütfen tıklayın birazseyyah