Tlos’un Tarihi
Likya’nın en önemli yerleşimlerinden Seydikemer’in Yaka Mahallesi sınırları içerisinde yer alan tarihi Tlos antik kenti; Unesco Dünya Mirası Geçici Listesi’nde olup, Likya Bölgesi olarak bilinen coğrafyanın en eski yerleşim alanlarından biridir. Tlos kent adı Likçe bir ifade olan “Tlawa” kelimesinden türetilmiştir. Hitit kralı IV. Tuthaliya’nın (MÖ 1250-1220) Lukka seferinin anlatıldığı açık hava tapınağı ortostatlarında, 14. ve 15. bloklar üzerinde: “Dalawa Ülkesi’ne indim. Dalawa Ülkesi’nin kadınları ve çocukları önümde eğildiler”, ifadesi okunmaktadır.
Tlawa ismi ise, MÖ 15. yüzyıldan itibaren Hitit metinlerinde pek çok kez karşılaştığımız Lukka toprakları içerisindeki “Dalawa” yerleşimi ile özdeştir.
Tlos Antik Kenti Xanthos, Patara, Pinara, Olympos ve Myra gibi Likya birliğinin üç oy hakkına sahip en büyük altı şehrinden biri kabul edilmiştir. MS 43 yılında Roma İmparatoru Claudius Likya Bölgesi’ni bir Roma eyaletine dönüştürür. Bu dönemde de Tlos birlik içindeki önemini korumuş ve Metropolis ünvanını taşımaya devam etmiştir. Bu önemden kaynaklanmış olsa gerek ki, Patara’da dikilen Yol Klavuz Anıtı’nda vurgulandığı gibi, Likya yol ağı yedi farklı yönden Tlos’a bağlanmış ve güneyde Xanthos’tan, güneybatıda Pinara’dan, batıda Telmessos’tan, kuzeybatıda Kadyanda’dan, kuzeyde Araxa’dan, kuzeydoğuda Oinoanda’dan ve doğuda Choma’dan gelen ticari yollar Tlos’da kesişmiştir. Bu güzergahların pek çoğunun günümüzde kullanıldığı da bilinmektedir. Hristiyanlık Dönemi’nde Tlos, Likya’nın önemli piskoposluk merkezlerindendir. Bu dinsel önemin MS 12. yüzyıla kadar devam ettiği arkeolojik verilerle belgelenmiştir. Tlos, Likya sınırları içerisindeki önemini Osmanlı Dönemi’nde de hissettirir. Bölgeye en son 19. yüzyılda gelen ve “Kanlı Ali Ağa” olarak ünlenen Osmanlı Derebeyi, Tlos Akropolünün zirvesine antik dönem kalıntılarını da kullanarak şatosunu inşa etmiştir. Bugünkü modern Yaka Köyü antik Tlos yerleşiminin üzerine kurulmuştur.
Bölgenin en yüksek dağları olan Akdağlar’ın (Kragos) sarp batı yamaçlarında başlayan antik yerleşim, yaklaşık 500 metre yüksekliğindeki dik yamaçları ile doğal açıdan korunaklı akropol tepesinin çevresi, yer yer sur duvarları ile tahkim edilmiştir. Tlos kalesine çıkarken yamaçtaki kayalara oyulmuş tapınak mezarlar dikkat çeker. Bu mezarların en görkemlisi kanatlı at Pegasus’un, üç başlı canavar Chimera ile savaşırken resmedildiği Bellerephontes’e ait mezar anıtıdır.Girişinde iki sütun, üç bölümlü duvar, ortada süslemelerle bezenmiş kapı, iki yandan mezar odasına giden kapılar yapıya ilgiyi daha da artırır. Akropolün eteğinde birkaç oturma sırası, stadyum, hamam, tiyatro ve kilise kalıntıları yer alır. Kalenin altındaki düzlükte dokuz metre genişliğinde Lykia (Likya) duvar kalıntıları bulunmaktadır. Altı kemerli kapısı ayakta olan kent agorasının güneyinde Roma Dönemi surları görülmektedir. Tlos’un ayakta olan önemli yapısı tiyatrosudur. Bununla birlikte stadyum da büyük bir önem arz etmektedir. Tlos, Likya’nın spor kenti olarak da bilinmektedir.
Tlos Antik Kentinin sınırları, Eşen Nehri’nin getirdiği alüvyonlarla oluşmuş vadi düzlüğüne kadar ulaşır. Ayrıca güneydeki Saklıkent Kanyonu ile kuzey yönde bulunan Kemer Beldesi antik kentin egemenlik sınırlarını çizer. Savunmaya elverişli dağlık arazi yapısı ve Eşen Ovasına hakim konumuyla öne çıkan kentin antik komşuları arasında kuzeyde Araxa, kuzeydoğuda Oinoanda, kuzeybatıda Kadyanda, güneyde Xanthos, güneybatıda Pınara ve batıda Telmessos şehirleri yeralmaktadır. Böylece Tlos yerleşiminin başka hiçbir Likya kentinde olmadığı kadar geniş bir coğrafyaya yayıldığı anlaşılır ki, bundan dolayı Hitit kaynaklarında Tlos için “şehir” yerine “ülke” ifadesi kullanılmıştır. Ele geçen yazıtlardan antik kentin çok sayıda semt ve mahallelerden oluştuğu, çevresinde ise merkeze bağlı pek çok köy yerleşiminin bulunduğu bilinmektedir.
Tlos, tarihi süreçte arkeolojik, kültürel, dini ve ekonomik açıdan bölgenin parlayan yıldızı konumundadır. Neolitik dönemden Demir çağa kadar kesintisiz devam eden yerleşimin izlerini taşır. Hatta Hititlerin yazılı kaynaklarında, (Anal, Yıllık) Tlos’tan ülke diye bahsedilmektedir. Hristiyanlık tarihi açısından da önemli bir merkez olan Tlos, Likya’nın en önemli piskoposluk merkezlerinden biridir. Bu dinsel önemi 12. yüzyıla kadar devam etmiştir. Ayrıca Osmanlı Dönemi izlerini de taşımaktadır. 18. yüzyılda Tlos, bölgenin ticaret yollarının kesişme noktası konumundadır.
Tlos- Pegasus Efsanesi
Tlos’un kuruluş efsanesi; Hellen mitoslarına dayandırılmış ve Tlos kent adının Tremilus ile Praksidike’nin dört oğlundan biri olan “Tloos”dan geldiğine inanılmıştır. Hatta Pinaros, Xanthos ve Kragos’un onun kardeşleri olduğu kabul edilmiştir.
Mitolojiye göre;
Tanrıça Athena, kanatlı at Pegasus’u, ağzından ateş püsküren canavarla savaşmaya giden Bellerofon adlı yiğit gence vermiş. Bellerofon, Pegasus sayesinde canavarın alevlerinin erişmeyeceği yüksekliklere çıkıp oklarıyla onu öldürmeyi başarmış. Bu başarısının ardından Likya Kralı’nın kızı ile evlenmiş, tahtın varisi olmuş. Yiğit Bellerofon’un uzun yıllar mutlu yaşadığı kent işte Tlos. Zamanla başarılarıyla kibre kapılan Bellerofon, tanrıların öfkesini çeker.
Hatta kibrinin sonucu olarak bir gün Pegasus’a binerek Olympos’a çıkmayı bile dener. Zeus’un gazabına uğrar ve Bellerophontes’in bindiği Pegasus’a bir at sineği musallat eder. Atın kuyruğunun altına yerleşen bu sinek atı ısırır ısırmaz at Bellerophontes’i üzerinden atar. Gözden kaybolana dek yukarıya çıkmış olan Bellerophontes büyük bir hızla yere düşer. Bir zamanlar düşmanlarının korkulu rüyası olmuş kahraman hayatının sonuna dek tanrılar tarafından lanetmiş sakat ve kör birisi olarak yaşar.
Kanatlı at Pegasus ile kahramanı Bellerophontes’in yaşadığı yer olarak bilinen Tlos’taki kaya mezarları, klasik Likya mezar mimarisinin nadide örneklerini barındırıyor. Bellerophontes ile Pegasus’un, üç başlı canavar Chimera ile savaşırken resmedildiği Bellerephontes’e ait mezar anıtı oldukça etkileyici.
Tlos Antik Kenti’nin En Önemli Yapıları
Anadolu’nun haç formlu bazilikasına benzeyen 84 x 33 metre boyutundaki kent bazilikasından başka bir diğer önemli yapı da Kronos Tapınağı‘dır. MS 2. yüzyıla tarihlenen, Korinth mimari düzende inşa edilen tapınak 15 x 7 metrelik bir alanı kaplar. İlk titan olan ve zamanı yaratan tanrıların tanrısı olarak bilinen gök tanrısı Kronos’a adanmış. Ayrıca Anadolu’da Kronos’a adanan başka bir tapınak bulunmuyor.
Tlos’un ayakta kalan en önemli 2 yapısından biri olan tiyatrosudur. Tiyatro, üç katlı sahnesi ve iki kademeli caveası ile Likya bölgesindeki diğer tiyatrolardan farklılık göstermektedir. Kesin bir bilgi olmamakla birlikte 7-8 bin kişilik bir kapasiteye sahiptir. Buradaki kazı çalışmaları devam etmektedir.
Diğer 2 önemli yapısından birisi de stadyumudur. Roma döneminde yapılan stadyum, dokuz oturma sıralı olup 2500 kişiliktir. Stadyumun ortasında bulunan dikdörtgen biçiminde bir havuz vardır. Bu gibi farklı yapıların olmasından dolayı bu bölgenin spor aktivitelerinin dışında dini ve sosyal amaçlarla da kullanıldığı söylenmektedir.
Tlos antik kentinde büyük ve küçük 2 adet hamamı vardır. Büyük olan hamama aynı zamanda Yedi Kapı(Seven Gates) da deniliyor. Gerçekten de 7 tane ark(yay-kavis) yapısı, kendisini günümüze kadar muhafaza edebilmiş. Erken Roma Dönemi’nde inşa edilen bu hamam, M.S 11. yüzyılda kiliseye çevrilmiş. Bu yüzden bu bölge aynı zamanda Hristiyanlık için de büyük bir öneme sahiptir.
Kentin en ilgi çeken noktalarından biri Nekropol alanıdır. Gösterişli bir düzenlemesi olan mezarlar ana kayaya oyularak yapılmışlardır. Kentte sadece oda gömütler değil, Likya tipi kapalı lahitler ile Roma döneminde kullanılmaya başlanan üçgen alınlıklı kapaklı lahitler de görülmektedir.
Dönemin en büyük Likya kentlerden biri olan Tlos da kazı çalışmaları devam etmektedir.
Likya uygarlığının önemli yerleşim merkezleri arasında yer alan Seydikemer ilçesindeki Tlos Antik Kenti, Fethiye’ye yolunuz düşerse görmeniz gereken yerlerden biri. Antik kentleri gezmeyi seviyorsanız diğer değerli Likya antik kentlerinden Xanthos, Myra, Olympos, Patara, Pınara’yı da gezin.
Tlos Antik Kenti nerede?
Fethiye’den 50 km, Seydikemer’den 14 km sonra Yaka Köyündeki, Kale Mahallesinde bulunuyor
Tlos Antik Kenti Ziyaret Bilgileri
Giriş Ücreti: 6 TL Ziyaret Bilgileri Kaynağı İçin Tıklayın